Bir resimdi bu!
Yalnızca siyah beyaz bir resim.
O kadar işte!
Ve kendisine boncuk boncuk bakan bir çift kapkara göz…
MİRANDA
Yutkundu.
* * *
Edebi bir tür olarak bilimkurgunun hayli uzun bir geçmişi olduğu gibi, dünya çapında onun çekiciliğine kapılan çok sayıda okurunun bulunduğu da tartışılmaz bir gerçek. Bilinen tüm edebiyat türlerinde rastlandığı üzere, bilimkurgu eserleri de yazarın tarzına, anlayışına göre farklı tonlar sergileyebiliyor. Okurların bazıları galaksi savaşlarının, ışık hızıyla giden uzay gemilerinin, iki başlı yaratıkların, lazer kalkanlarının, özetle aksiyonun ön plana çıktığı eserlerden hoşlanıyor. Hollywood yapımcıları da daha çok gişe yapan bu tür eserleri beyaz perdeye aktarmayı tercih ediyor.
.
Oysa Isaac Asimov, Robert Heinlein, Arthur C. Clarke, Frank Herbert gibi bilimkurgu tarihinin tartışılmaz ustalarının kaleminden çıkan ödüllü eserler, dünyaya ve onun sakinlerine fütürist bir bakış açısıyla yaklaşıyor. Klasik bilimkurgu edebiyatının bu tür eserleri yalnızca hayal dünyamızı zenginleştirmekle kalmıyor, insan faktörünü ön plana çıkartarak, yaşanmış ve yaşanabilecek olayları bir sosyolog gözüyle değerlendirmemize de olanak sağlıyor.
.
Zaman Gezginleri dizisinin yazarı Hasan Saraç, bilimkurgu meraklısı bir okur olarak her zaman bu ikinci tür eserleri seçtiği gibi, yaklaşık 10 yıldır kafasında taşıdığı ve üzerinde çalıştığı bu diziyi kaleme alırken de klasik türün kurallarına bağlı kalmayı tercih ettiğini belirtiyor bir söyleşisinde.