Ernest Hemingway,ernest,hemingway

Ernest Hemingway

 

 

Dört nikâh, üç savaş, birçok eser, tek kurşun…

 

 

“Gerçek bir yazar için her kitap, ulaşılamayacak bir şey için tekrar çaba göstereceği yeni bir başlangıç olmalıdır. Daima, daha önce hiç yapılmamış ya da başkalarının deneyip başaramadığı bir şeyi denemelidir.  Sonra kimi zaman, şansı çok yaver giderse, başaracaktır.”

 

Hayatı boyunca içindeki macera dürtüsünün ardından koşan genç adam, gözündeki bir sorun nedeniyle Amerikan ordusuna katılamaz. Bir yolunu bulup kendini I. Dünya Savaşı’nın ortasına attığında ise henüz yirmisinde bile değildir.

“Yazmanın kuralı yoktur. Bazen kendiliğinden ve mükemmel bir şekilde geliverir; bazen bir kayayı matkapla delip patlatmaya benzer.”

…     

En nihayet sıra I. Dünya Savaşı anılarına hayat verdiği Silahlara Veda adlı ölümsüz eserine gelmiştir (1929).

        New York, Key West ve Wyoming arasında mekik dokurlarken, Hemingway babasının intihar haberini alacak ve belki kendi sonunu da hazırlayacak olan depresyonla ilk o zaman tanışacaktır.

Aynı yıl içinde bir başka yarı otobiyografik başyapıtı, Çanlar Kimin İçin Çalıyor (1940) yayınlanacaktır.

“Şu kahrolası kalbinde bir kadını başlatmak için bir savaş, bitirmek için de bir başka savaş gerekmesi ne tuhaf. Kör talih!”

. . . dehasını taçlandırma görevini 1954 yılında Nobel Edebiyat Komitesi üstlenir. Son eseri İhtiyar Adam ve Deniz sayesinde bu saygın ödüle layık görülür.

 Altmış ikinci doğum gününe iki hafta vardır. Ve ünlü yazar, tıpkı babasının ve iki kardeşinin de yapmış olduğu gibi, bu dünyadan çekip gitmeyi seçmiştir.

 

Ernest Hemingway'in sözlerinden birkaç alıntı, hayatından birkaç kesit... hikâyesinin bütünü 2018 yılının Nisan ayında yayınlanan Yazdıklarıyla Yaşayanlar adlı eserde yer alıyor. 

 

Kitabın arka kapağından…

 

Öldükten sonra tüm yazdıklarının yakılmasını isteyen Kafka…

En büyük zaafı kumardan kaçıp Kumarbaz’ı yazan Dostoyevski…

Varlığına delil ararken elinde kalem bulan Camus…

Bir savaşın ortasında tüm coşkusuyla yurtsuz kalan Stefan Zweig…

Ve daha birçok yazarın o hep bilmek istediğimiz hikâyeleri…

Yazdıklarıyla Yaşayanlar ruhumuza dokunan büyük yazarların, eserleriyle iç içe geçmiş hayatlarını anlatıyor. Hasan Saraç, okuma serüveninde yazarlarla kurduğu dostluğa okurlarını da dâhil ediyor.

Altını çizdiğimiz cümlelerin sahiplerini yakından tanımak, hikâyelerinin hikâyesini dinlemek ve yazarların hayatlarına şahit olmak için Yazdıklarıyla Yaşayanlar bir başucu kitabı.

 

Kitabın Önsözü

 

 

Ne kadar yetenekli, değerli, ünlü olurlarsa olsunlar, insan olarak yazarlar hemcinslerinden pek de farklı değildir.

Onlar da tüm insanlar gibi doğar, büyür, hayal kurar, paylarına düşen sevgi, öfke, aşk ve acıları yaşarlar. Hayatları doğal nedenlerle, dış etkilerle ya da kendi kararlarıyla son bulur.

Ama onları diğer fanilerden ayıran sınırsız bir tutku vardır. Yazma, yaratma ve yazdıklarını olabildiğince geniş kitlelerle paylaşma tutkusu. Bunun dışında kişilikleri, hayat tarzları, fikirleri, tercihleri birbirlerinden çok farklıdır. Esin kaynakları, konuları, hatta teknikleri bile…

Bizim onlara duyduğumuz saygı ve hayranlığın nedeni ise kişisel görüşleri, inançları ve tercihlerinden ziyade edebiyat dünyamıza, hayal âlemimize yaptıkları katkılar değil midir? Romanlarının, hikâyelerinin yani tüm yazdıklarının sihriyle yaşamazlar mı kalbimizde?

Yazma sanatına kattıkları değer, harcadıkları emek elbette tartışılmaz. Kimi yazarlar bu noktaya yetenekleri sayesinde geldiklerini düşünür. Kimileri de yetenek yüzde bir ise, geri kalan yüzde doksan dokuzun sabırla, azimle yılmadan çalışmak, yazmakla yaşamayı özdeşleştirmek olduğuna inanır.

Yani yazma sanatı konusunda da farklıdır düşünceleri.

Ve her yazarın farklı bir hikâyesi vardır. Doğdukları yerler, aileleri, gittikleri okullar, ilk yazdıkları şiirler, öyküler, ilk sevgilileri… Yazma tutkusunun yüreklerinde nasıl kök salıp yeşerdiği… Hepsi bu hikâyenin kilometre taşları, dönüm noktalarıdır. Ardından eserler ortaya çıkar birer birer. Heyecanlar, sevinçler, düş kırıklıkları…

Bir de pek bilinmeyen gizler vardır yaşamlarında.

Onların yazdıklarına ilgi duyanların, nasıl yaşadıklarına da ilgi duyacaklarına inanıyoruz. Hatta sadece nasıl yaşadıklarını değil, yaşarken neler söylediklerini de merak edeceklerini düşünüyoruz.

Yazdıklarıyla ufkumuzu açan, duygu ve düşünce dünyamızı zenginleştiren Türk ve yabancı yazarlar arasından seçtiklerimizin hikâyelerini bulacaksınız bu kitapta. Bu seçimi yapmanın güçlüğünü, edebi eserleri bilimsel kıstaslarla değerlendirmenin olanaksızlığını, kişisel tercihlerin kaçınılmaz rolünü takdir edeceğinize inanıyoruz.

Bu duygularla, sizlere yirmi beş değerli yazarın hikâyesiyle merhaba diyoruz.

Yazdıklarıyla yaşayanların hikâyeleri bitmez.

İleride başka hikâyelerde buluşmak dileğiyle…

 

Hasan Saraç

 


HASAN SARAÇ'ın

ESERLERİ